Vücudu ayakta tutan iskelet sistemi yüksek miktarda kalsiyum içerir. Genç yaşlarda vücutta hızlı bir kemik yapımı vardır. Fakat yaş ilerledikçe kemik yıkımı yapımın önüne geçer. Bu dönemden itibaren kişi kemik yapısını güçlendirmek için birtakım önlemler almazsa, halk arasında kemik erimesi diye bilinen osteoporoz baş gösterir. Peki, osteoporozu önlemek için neler yapılmalıdır? Tüm detaylar yazımızda.
Sağlıklı bir kemik yapısında kollajen liflerine bağlı mineraller ve çoğu kalsiyumdan meydana gelen dayanıklı bir oluşum bulunur. Yaşlanmaya bağlı olarak bu yapı güçsüzleşebilir. Kemik erimesi de denilen osteoporoz, kemikteki kalsiyumun azalması ile kemik yapısının kırılma oranını artıran bir durumdur. Osteoporoz kelime anlamı bakımından gözenekli demektir. İsminde olduğu gibi bu sorun ile kemiklerde boşluklar meydana gelerek yoğunluğu azalır. Bu yüzden kırılma ve çatlamalara müsait hale gelir. Kemik erimesinden dolayı en fazla kırık oluşumu el bilekleri, kalça ve omurgadır.
Osteoporoz erken evrede hiçbir belirti vermez. Ancak kemik kırılması, çatlaması veya kemik yoğunluğu testi yapılması ile bu sorunun varlığı ortaya çıkabilir. İleri aşamalarında ise görülen kemik erimesi belirtileri şu şekilde sırlanabilir:
Bu belirtiler ileri aşama kemik erimesinde oluşur ve çoğunun geri döndürülme şansı bulunmaz. Bu yüzden bireylerin erken dönemlerde alacağı tedbirler ile bu soruna çare üretmeleri gerekir. Özellikle menopoz sonrası kadınların doktorun önerdiği sürelerde kemik yoğunluğu testi yaptırmaları önemlidir.
Hayat boyunca kemikler sürekli bir yenilenme halindedir. Yeni kemik hücreleri için osteoblast hücreleri görev alırken, eski kemik hücrelerini de osteoklast hücreleri parçalar. Fakat yaş alımı ile birlikte kemik yapımı kemik yıkımına yetişemez. Bu da kemik erimesine neden olur. Üstüne bir de yetersiz bir beslenme düzeni eklenince osteoporoz dönemi kaçınılmaz bir hal alır. Kemik erimesi nedenlerini sıralayacak olursak:
Osteoporozun neden olduğu kemik kırılmaları genellikle basit darbeler sonucu gerçekleşebilir. Yaygın olarak da kalça bölgesinde meydana gelir. Genellikle bu şikayetle doktora giden hastalarda şüphelenilir. Fakat net olarak tanı konulabilmesi için en güvenilir yöntem hastanın kemik yoğunluğunu ölçen DEXA’dır. DEXA ile hastanın kemik yoğunluğu kolay ve ağrısız bir şekilde ölçülebilir. Ayrıca hastalar bu ölçümleme esnasında yüksek oranda radyosyona da maruz kalmazlar. Ölçüm kalça, el bileği veya omurga kemiklerine yapılabilir. DEXA ölçümünde; hastalığın seyrini izleme ve oluşabilecek kırıklar hakkında önceden bilgi alma şansı bulunur. Menopoz sonrası kadınların ve 50 yaş üstündeki erkeklerin herhangi bir belirti olmaksızın mutlaka doktora danışarak DEXA ölçümü yaptırmaları gerekir.
Kemik erimesi tedavisi hastalarda kırık olmadığı müddetçe koruyucu tedavi olarak planlanır. Bu tedavi doğrultusunda hastanın aktif bir yaşam sürmesi amaçlanır. Bunun için egzersiz ve tempolu yürüyüşler kemiklerin kuvvetini korumasını sağlar. Böylece kuvvetlenen kemiklerin kırılma olasılığı da düşmüş olur. Koruyucu tedavinin diğer ayağı da ilaç kullanımından oluşur. Bu ilaçlar hastanın yaşına göre belirlenerek reçete edilir. Fakat sadece ilaç tedavisi yeterli değildir mutlaka yanı sıra egzersiz yapılması da gereklidir.
İleri derecede kemik erimesi tedavisi ise omurgasında kırığı bulunan hastaların ağrılarını azaltmak amacıyla tedbir alınmasıdır. Bu tedbirler; düzenli egzersiz, korse, kemik içi doldurulması veya kemik çimentosu tedavisidir.