Ağızın temizlenmesi ve besinlerin öğütülmesi için tükürük salgısına ihtiyaç duyulur. Ayrıca tükürük, ağız içi enfeksiyonların engellenmesinde de rol oynar. Ağız içindeki tükürük miktarının azalması ile meydana gelen ağız kuruluğu ise tüm bu problemlere davetiye çıkarır. Birçok faktörden dolayı gelişebilen bu durum, basit veya altta yatan ciddi hastalıklardan ötürü oluşabilir. Peki, ağız kuruluğu neden olur? Detaylar yazımızda.
Ağızın ıslak olmasını sağlayan tükürük dişlerde çürüklerin engellenmesine, ağız içi enfeksiyonların önlenmesine, sindirim, yutma ve konuşma fiillerinin kolaylaştırılmasına yardımcı olur. Tükürük bezlerinin ağızı ıslak tutmak için yeteri kadar tükürük salgılamaması sonucu ağız içinin nemsiz kalmasına ağız kuruluğu denir. Tıp dilinde kserostomi denilen bu duruma bazı ilaçlar, radyasyon, psikolojik etkenler ve bazı sistemik hastalıklar neden olabilir. Bir kişide günlük olarak ortalama 500 ml üretilmesi gereken tükürüğün azalması yutma ve konuşma sorununa neden olabilirken, bazı ciddi hastalıkların habercisi de olabilir. Bu nedenle sorunun mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Ağızda kuruluk gelişimine neden olan etkenler şu şekilde sıralanabilir:
İlaçlar: Yüksek tansiyon, depresyon, anksiyete ilaçlarının dışında antihistaminikler, kas gevşeticiler ve ağrı kesiciler de ağızda kuruluk yapabilir.
Yaşlanma: Yaşlanan birçok bireyde ağız kuruluğu görülebilir. Bunun nedenleri arasında ilaç kullanımı, yetersiz beslenme ve uzun süren sağlık sorunları bulunabilir.
Kanser tedavisi: Kanser hastalıklarında kullanılan kemoterapi ilaçları tükürüğün yapısını ve miktarını değiştirebilir. Baş ve boyun bölgelerine yapılan ışın veya radyasyon tedavileri tükürük bezlerine zarar verir ve bu durum tükürük üretiminin azalmasına neden olur.
Sinir hasarı: Boyun ve baş bölgesindeki bir yaralanma sinir hasarına sebep olarak tükürük üretimini olumsuz etkileyebilir.
Burun tıkanıklığı: Tıkanık bir burun nedeniyle ağızdan nefes almak ve horlamak ağızı kurutabilir.
Tütün ve alkol kullanımı: Sigara içilmesi, alkol kullanımı veya tütün çiğnemek ağız kurumasına yol açabilir.
Dehidrasyon: Ateş, aşırı terleme, ishal, kusma ve kan kaybı gibi durumlarda dehidrasyona bağlı ağız kuruluğu görülebilir.
Bazı hastalıklar: Diyabet, felç, ağızda mantar enfeksiyonu (pamukçuk), tiroid hastalıkları, kansızlık, verem, HIV-AIDS gibi hastalıklar da ağız kuruluğuna yol açabilir.
Ağız içinde tükürük salgısının azalması ağız içi asidik ortamın artmasına neden olarak diş çürümelerine sebep olabilir. Yanı sıra ağız mukozasında bazı enfeksiyonlar gelişebilir. Bunların dışında en sık görülen ağız kuruluğu belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Ağız kuruluğundan şikayet eden bir hastanın ilk olarak tıbbi öyküsü ve varsa kullandığı ilaçların bilgisi alınır. Bisküvi ve ekmek gibi besinleri yutarken zorlanıp zorlanmadığı sorulur. Yanı sıra detaylı bir ağız muayenesi de yapılması iyi olabilir. Ayrıca kesin teşhis için kan testleri, tükürük üretimi testleri, ultrasonografi, MR ve BT gibi yöntemlerle tükürük bezleri görüntülenir. Şayet hekim hastada sjögren sendromundan şüphe ederse tükürük bezlerinden alınan biyopsi örneği teste gönderilebilir.
Ağızda kuruluk olmasının tedavisi bu durumun nedenine yönelik yapılır. Altta yatan nedenin tedavisinin yanında tükürük bezlerini çalıştıran ilaçlar da verilebilir. Hekim ağız kuruluğuna sebep olan ilaçların dozlarını değiştirebilir veya farklı ilaçlar verebilir. Ağızdaki nemi arttıran gargaralar reçete edebilir. Tedavinin dışında ağız kuruluğuna iyi gelebilecek bazı alışkanlıklar ise şu şekilde sıralanabilir: