Genellikle çocuklarda daha sık görülen karın ağrısı şikayeti bazen ciddi bir sorunun habercisi olabilir. Uzun bir süre geçmeyen karın ağrısı, iştahsızlık ve mide bulantısı çok genel hastalık belirtileri gibi görünse de, apandisit olma ihtimali de oldukça yüksektir. Peki, tedavisi yapılmadığı zaman hayati tehlikesi olan bu rahatsızlık nasıl tedavi edilir? Detaylar yazımızda.
Karnın alt kısmında bulunan 5-6 cm boyunda, 3 mm çapında olan apendiks kör çıkışlı ve kalın bağırsağa bağlı bir sindirim sistemi parçasıdır. Apandiks çocuklarda yetişkinlere oranla daha büyüktür ve zaman içinde küçülür. Vücudun sağ alt kısmında yer alan organın görevi tam olarak net olmamakla beraber, çocukluk döneminde bağırsakların koruyucu mekanizması ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde yardımcı rolü olduğu kabul edilir. Boğazdaki bademciklerin o bölgeyi koruması gibi, kalın bağırsaktaki mikroplara karşı apandiks de vücudu uyarır. Apendiksin iltihaplanmasına ise yaygın olarak bilinen ismiyle apandist denir. Bu organ bölümünün bir ucunun açık olması ise onu iltihaplanmaya müsait kılar. Apandisitin iç kısmının tıkanması ve boğulması sonucu gelişen rahatsızlık halk dilinde apandist patlaması olarak da bilinir. Şiddetli bir ağrı ile beliren apandistin mutlaka acilen tedavi edilmesi gerekir. Aksi takdirde iltihaplanan alandaki enfeksiyonun kana karışması hayati bir tehlikeye sebep olabilir. Bu yüzden çoğunlukla bakterilerden dolayı gelişen apadisitin patlamadan alınması oldukça önemlidir.
Apandiks içinde meydana gelen herhangi bir tıkanma organdaki bakterilerin artmasına neden olur. oluşan tıkanıklık ise basıncı artırarak kan damarlarının sıkışması yaşlanabilir. Sıkışan damarlarda ise kan akışı durur ve kangren gelişebilir. Kangren apendiksin kopmasına yol açarsa bağırsaktaki dışkı karına yayılabilir. Enfeksiyona maruz kalan apandiksten sızma olursa epse meydana gelebilir. Bu durum ise apandiste neden olur. Sık görülen apandisit belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Apandisit semptomları farklı birçok hastalıkla benzediği için teşhisi zor olabilir. apandisit çoğu zaman böbrek taşı, mesane, idrar yolu veya safra kesesi hastalıklarının belirtileri ile benzerlik gösterebilir. Teşhis için hekim hastanın şikayetlerini dinler ve sağ alt karın bölgesini muayene eder. hekim bu muayenede apandisitten şüphelenirse, MRI veya ultrason gibi görüntüleme yöntemlerinden yararlanır. Yanı sıra, kandaki iltihaplanmayı gösteren kan testlerini de kullanabilir.
Apandisit tedavisinde genellikle acil müdahale yapılarak cerrahi operasyon ile çıkarılması gerekir. Apendektomi denilen cerrahi işlem açık veya laparoskopik yöntemlerle yapılabilir. Her ikisinde de hastaya genel anestezi verilir.
Laparoskopik yani diğer ismi ile kapalı cerrahi bu ameliyatta daha sık kullanılır. Çünkü açık ameliyata göre iyileşme süresi daha hızlıdır. Ameliyatta hastanın karnına 3-4 küçük delik açılarak kameralı özel aletler karına uzatılır. Karın şişirilerek alan büyütülür. Laparaskop denilen aletlerle ise apendiks çıkarılır. Çıkarma sonrası kesiler dikilir.
Apandistin patlaması ve karın boşluğuna yayılmasında ise açık ameliyat tercih edilir. Bu operasyonda sağ alt kısımdan büyük bir kesi açılarak apendiks alınır ve dikilir. Her iki ameliyat sonrasında apendiks patolojik bir incelemeye gönderilebilir. Ameliyat sonrası birkaç hafta sonra iyileşme görülür. Fakat açık yapılan ameliyat sonrası hastanın 6 hafta kadar yorucu faaliyetlerden kaçınması istenir.
Cerrahi işlemin yapılamayacağı hallerde ise antibiyotik tedavisi uygulanır. Bu tedavi enfeksiyonu temizler veya ameliyatı ileri bir tarihe çekebilir.
Herhangi bir komplikasyonu olmayan hastalar ameliyat sonrası 1 gün hastanede kalarak taburcu olabilir. Ameliyat sonrası süreçte hastanın dikkat etmesi gerekenler ise şu şekildedir: