Gastroentereloji Hakkında Merak Edilenler

Sindirim sistemi sağlığı, genel sağlığı doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Bu alanda uzmanlaşmış olan gastroenteroloji, sindirim sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisinde kritik bir rol oynar. Gastroenterologlar, sindirim sistemi üzerindeki çeşitli sorunları incelemek ve çözmek için özel teknikler kullanırlar. Bu makalede, gastroenterolojinin neden önemli olduğunu, hangi hastalıkları kapsadığını ve uzmanların hastaların sağlığını korumak için hangi yöntemleri kullandığını ele aldık.

Yayınlanma Tarihi 03 Mayıs 2024
Okunma Süresi 21 dk
Güncellenme Tarihi 03 Mayıs 2024
Makaleyi Paylaş
Binlerce hekim ve milyonlarca hastanın tercihi #bulutklinik

Gastroentereloji Hakkında Merak Edilenler

Gastroenteroloji Sözcüğü Nedir? Neleri Temsil Eder?

İç hastalıkları yani dahiliyenin birçok yandalı vardır. Endokrin, nefroloji, hematoloji bu yan dallarındandır. Gastroenteroloji de bu yan dallardan birisidir.

Gastroenteroloji, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, safra kesesi, pankreas ve karaciğer gibi sindirim sistemi organlarının işlevleri, fonksiyonları ve hastalıklarını inceleyen, bu hastalıklarla ilgilenen özelleşmiş bir tıp dalıdır. Bu nedenle, gastroenteroloji önemli bir bilim dalıdır.

Gastroenteroloji sözcüğünü genellikle gastronomi kelimesiyle karıştırılmaktadır. Gastronomi, yaklaşık yirmi yıldır Türkiye'de, Türk mutfağını tanıtan bir lisans programıdır. Gastronomi, Türk mutfağı ile ilgilidir; gastroenteroloji ise tıbbi bir bilim dalıdır.

Gastroenterelog Kimdir? Nasıl Gastroenterelog Olunur?

Gastroenterelog, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, safra kesesi, pankreas ve karaciğer gibi sindirim sistemi organlar hakkında özelleşmiş bilim dalının uzmanıdır.

Dahiliye bilim dalında eğitim aldığınızda, birçok konuda geniş bir bilgi birikimi edinirsiniz. Ancak, daha derinlemesine ve detaylı bir bilgiye sahip olmak için ekstra eğitimler alırsanız, gastroenteroloji bilim dalıyla karşılaşılır. Gastroenteroloji, sindirim sistemi uzmanlığı olarak da adlandırılmaktadır. 

Sindirim sistemi uzmanı olarak, yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsaklar gibi organları inceleyerek hastalıklarını teşhis ve tedavi etmek ana görevleri arasındadır. Ancak, unutulmaması gereken bir nokta karaciğerdir. Bu sistemin en büyük ve en karmaşık organıdır.

Gastroenteroloji mide, bağırsaklar ve karaciğer hastalıklarının incelenmesi, teşhisi ve tedavisi konusunda uzmanlaşmış bir alandır. Bu uzmanlık, sindirim sistemi organlarını, hastalıklarını anlamak ve tedavi etmek için derinlemesine bir eğitim alırlar. Bu eğitim yolunda, önce doktor olunması, ardından dahiliye uzmanı olunması ve sonrasında da gastroenteroloji uzmanı olunması gerekir.

Hangi Şikayetlere Sahip Hastalar Gastroenteroloji Bilim Dalına Başvuruyorlar?

Karaciğer, pankreas ve safra kesesi gibi organları ilgilendiren temel şikayetler genellikle üst sindirim sistemi sorunlarıyla ilişkilidir. 

Bu şikayetler arasında;

  • Yutma güçlüğü, 

  • Ağza acısı gelmesi, 

  • Hıçkırık, 

  • Ağız kokusu,

  • Midede ekşime, 

  • Yanma, 

  • Şişkinlik, 

  • Gaz, 

  • Mide ve karın ağrısı, 

  • Kabızlık,

  • İshal,

  • Mukuslu dışkılama,

  • Rektal kanama,

  • Sindirim problemleri bulunmaktadır.

Dahiliye poliklinikleri, genellikle karın ağrısı, şişkinlik ve gaz gibi bu tür yaygın sindirim sistemi şikayetleriyle karşılaşır. Ancak, özel durumlarda sarılık, vücutta sararma, şiddetli karın ağrıları ve kilo kaybı gibi belirtiler de daha ciddi sorunların işaretçileri olabilir. Örneğin, safra kesesi hastalıkları genellikle sağ üst kadranda ani karın ağrılarına neden olabilir.

Hangi Hastalıklar Bu Bölüm Kapsamındadır?

Peptik ülser hastalığı yani mide ülseri, sindirim sisteminin önemli bir sorunudur ve genellikle yemek borusundan başlar. Gastro reflü hastalığı ise toplumun önemli bir kesimini etkileyen bir diğer sindirim sistemi rahatsızlığıdır; bu kategori, mide ülseri, gastrit, reflü gibi durumları içerir. Ayrıca, mide kanserleri gibi daha ciddi sorunlar da karşılaşılan durumlar arasındadır.

Bu hastalıklardan bazıları şu şekildedir:

  • Peptik Ülser Hastalığı (Mide Ülseri) ve Gastro Reflü Hastalığı

  • Bağırsak Şikayetleri

  • Karaciğerle İlgili Sorunlar

  • Obezite ve Metabolik Sendrom

  • Ülseratif Kolit ve Yönetimi

Bağırsak şikayetleri arasında en sık rastlananlardan biri çölyak hastalığıdır. Ancak, çölyak hastalığı, buzdağının görünmeyen kısmı gibidir ve tanımlanması için geniş bir perspektife ihtiyaç duyar. Bununla birlikte, bağırsak kanserleri, iltihabi bağırsak hastalıkları (örneğin Crohn hastalığı, ülseratif kolit), hemoroidler, anal çatlaklar, safra kesesi hastalıkları (safra taşları, safra kesesi iltihabı, kanseri ve safra kanalı taşları) gibi durumlar da önemlidir ve gastroenteroloji uzmanlığının kapsamına girer.

Karaciğerle ilgili olarak, sarılık, Hepatit B, Hepatit C gibi viral enfeksiyonlar ve karaciğer yağlanması modern yaşamın yan etkilerindendir. Eskiden viral hepatit daha baskınken, günümüzde yağlı karaciğer gibi durumlar daha yaygın hale gelmiştir.

Obezite günümüzde son derece yaygın bir sorundur. Her gün poliklinikte muayene ettiğim hastaların önemli bir kısmı obeziteyle ilişkilendirilebilir. Bu hastaların yaklaşık yüzde 30'u, hatta bazen daha fazlası obeziteye bağlı sağlık sorunlarıyla karşı karşıyadır. 

Yağlı karaciğer, günümüzde yaygın bir problem olmasına rağmen, birçok insan tarafından önemsenmez veya fark edilmez. Alkol tüketenlerde alkolik hepatit gibi belirgin belirtilerle ortaya çıkabilirken, alkol tüketmeyen kişilerde de obeziteye bağlı olarak gelişebilir. Özellikle göbek çevresinde biriken yağ miktarının artması, yağlı karaciğer riskini artırır.

Yağlı karaciğer, aslında dahiliye pratiğinde çok geniş bir yelpazeye sahip olan metabolik sendromun bir parçasıdır. Metabolik sendrom, insülin direnci, kan yağ yüksekliği, kalp hastalıkları, şeker hastalığı ve hipertansiyon gibi çeşitli sağlık sorunlarını içerir. Bu nedenle, karaciğer hastalıkları, safra kesesi sorunları, pankreas problemleri ve mide rahatsızlıkları gibi bir dizi hastalıkla ilişkilendirilebilir.

Ancak, sindirim sistemi sağlığı ile ilgili en sık karşılaşılan sorunlardan bazıları reflü, mide ülseri, iltihabi bağırsak hastalıkları ve özellikle bölgede sıkça görülen ülseratif kolit gibi durumlardır. Ülseratif kolit, kanlı ishal gibi belirtilerle ortaya çıkar ve bazen kalıcı bir hastalık olarak kalabilir.

Özellikle ülseratif kolit gibi hastalıkların yönetimi ve tedavisi, gastroenteroloji uzmanlarının alanına girer. Gastroenteroloji uzmanları, hastaların tanı ve tedavisinde geniş bir perspektif sunarlar ve sindirim sistemi sağlığıyla ilgili çeşitli sorunların üstesinden gelmek için uzmanlıklarını kullanırlar.

Gastroenterolojide Hangi Medikal Yöntemler Kullanılır?

Hekimliğin temelinde, hastalarla kurulan güvenli bir ilişki yatmaktadır. Bir hastayla karşılaştığınızda, öncelikle onun güvenini kazanmak ve ona destek olmak çok önemlidir. Onlara, karşılarında bir düşman olmadığını, beyaz önlüğün arkasında bir insan olduğunuzu hissettirmek kıymetlidir. 

Hasta geldiğinde, öncelikle temel şikayeti dinlenir. "Sizi en çok rahatsız eden şey nedir?" diye sorulur. Bu şikayetleri not alınır ve ardından hasta muayene edilir. El muayenesi, steteskop, ek incelemeler ve görsel incelemeler gibi bir dizi yöntemle hastayı değerlendirilir. Bu süreçte ultrason, özellikle de karın içi organlarının incelenmesinde son derece değerlidir.

Gastroenteroloji, sindirim sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisinde kritik bir rol oynar. Bu alandaki gözlem ve müdahale yöntemleri, hastaların sağlığını korumak ve iyileştirmek için önemli araçlar sunar. Gastroenterolojinin kullandığı bazı yöntemler:

  • Ultrason ve Endoskopi:

Karaciğer, pankreas, safra kesesi, mide ve böbrekler gibi iç organların gözlemlenmesinde ultrason ve endoskopi önemli rol oynar. Endoskopi, hastaların iç organlarını görüntülemek ve tedavi etmek için kullanılan bir tekniktir. Sindirim sistemi hastalıklarının tanı ve tedavisinde endoskopik yöntemlerin kullanılması, gastroenteroloji alanını diğer bilim dallarından ayıran bir özelliktir.

  • Kolonoskopi ve ERCP:

Kolonoskopi, makat bölgesinden yapılan bir inceleme yöntemidir ve kolonun rektumdan başlayarak incelenmesini sağlar. ERCP ise safra kesesinden safra kanalına düşen taşları ağızdan girerek çıkarma yöntemidir.

  • Endoskopik Müdahaleler:

Endoskopik müdahaleler, hastaların iç organlarında tespit edilen problemleri tedavi etmek için kullanılır. Bu müdahalelerde kanama bölgesini görerek o bölgeye enjeksiyonlar, lazer uygulamaları, klipsler ve diğer özel yöntemler kullanılır. Özellikle yemek borusu kanamaları gibi durumlarda, endoskopik müdahaleler önemli bir rol oynar.

  • Tedavi Edici Nitelik:

Gastroenteroloji uygulamaları sadece tanısal değil, aynı zamanda tedavi edici niteliktedir. Endoskopi ile sadece ülser veya polipler değil, kanserli dokular da tespit edilebilir ve çıkarılabilir. Beslenme sorunu yaşayan hastalara tüp takılabilir, darlık olan bölgelere stentler yerleştirilebilir ve safra kanalına düşen taşlar endoskopik olarak çıkarılabilir.

Obezite ile Mücadelede Gastroenteroloji

Obezite ile mücadelede de endoskopik yöntemler önemli bir role sahiptir. Mide botoksu ve mide balonu gibi uygulamalar, cerrahi müdahalelere alternatif olabilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir.

Gastroenteroloji, sindirim sistemi ve karaciğer hastalıklarıyla ilgilenen önemli bir bilim dalıdır. Hastaların karşılaştığı çeşitli belirtiler ve şikayetler genellikle gastroenteroloji uzmanlarının alanına girer.

Klinikte Sıklıkla Karşılaşılan Hastalıklar Nelerdir?

Gastroenteroloji alanında çok geniş konular ele alınır, ancak poliklinik pratiklerinde en sık karşılaılan tabloların başında reflü hastalığı geliyor. Bu, ağza acı gelmesi ile karakterize edilen ve mide yanmasının egemen olduğu bir durumdur.

Reflü hastalığının klinik önemi, günlük yaşam konforunu bozan bir durum olması nedeniyle oldukça önemlidir. Ancak, daha da önemli bir konu olan peptik ülser hastalığı da göz ardı edilmemelidir. Midenin iç yüzünde veya hemen çıkışındaki ince barsak segmentinde salgıları sekresyon, ara aside nafiz açık doku bütünlüğü bozukluğu sonucu oluştuğunu söylenebilir. 

Bu ülserlerin iki büyük sebebi vardır: Helicobacter pylori bakterisi ve kullanılan ağrı kesici ilaçlardır. Helicobacter pylori bakterisini kanser sebebi veya öcü olarak görmek yerine, bu konularda herhangi bir bilgi aldığınızda lütfen konuyu uzmanlara danışın. Çünkü Türkiye'deki Helicobacter pylori sıklığının toplumda ? olduğunu bilmekte fayda var. Bu kadar sık görülen bir bakteriyi hemen bir günah keçisi olarak görmek yerine, uzman görüşlerini almak daha mantıklı olacaktır.

Ağrı kesici kullanımı konusunda da bilinçli olmak önemlidir. Ülser gibi durumlarda ağrı kesici kullanımı dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Migren, baş ağrılarında veya kırık gibi durumlarda ağrı kesicileri bilinçli bir şekilde kullanmak gerekmektedir. Ayrıca, gastrit gibi zorluklarla karşılaşıldığında da mutlaka uzmanlardan destek almak önemlidir.

Kanlı ishal gibi iltihabi bağırsak hastalıkları, gastroenteroloji pratiğinde sıkça karşılaşılan ancak oldukça detaylı bir konudur. Ancak, üzerinde vurgu yapılması gereken bir başka önemli konu da kolon kanserleridir. Kolon kanseri, kanserlerin birincil muhatabı olarak öne çıkar ve bu alanda gastroenteroloji uzmanları önemli bir rol oynarlar.

Son zamanlarda dikkat çeken başka bir konu ise dışkılama düzensizlikleridir. Özellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde, şeker hastalığı, meme kanseri geçmişi, ailede kolon kanseri öyküsü, sigara kullanımı, rektal kanama gibi belirtiler varsa, mutlaka kolonoskopi düşünülmelidir. Gastroenteroloji uzmanları tarafından yapılan kolonoskopi, bu gibi durumlarda hayati önem taşır.

45 yaşına gelmiş bir kişinin, hiçbir şikayeti olmasa bile kolonoskopi yaptırması gerektiğini unutmamak önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü ve Gastroenteroloji Kılavuzları, kolon kanseri tarama yaşını 50'den 45'e çekmiştir. Kolon kanserine yakalanma riski %5 gibi yüksek bir orandadır. Bu nedenle, 45 yaşına geldiğinizde bir tarama amacıyla kolonoskopi yaptırarak bu riski en aza indirmek önemlidir.

Kolon kanseri, tedavi edilebilir bir kanser türüdür. Ancak, korunma ve erken teşhis büyük önem taşır. Bu nedenle, kolon kanseri gibi sık görülen ve önemli bir sağlık sorununa karşı farkındalık oluşturmak gereklidir. Gastroenteroloji uzmanları, kolonoskopi gibi önemli bir tarama yöntemini etkin bir şekilde uygulayarak bu mücadeleye destek verirler. 

Dünyada en sık görülen üç kanserden biri olarak çıkmaktadır. Bu riskin yüzde 5 olması, oldukça dikkat çekici bir durumdur. Dolayısıyla, hiçbir belirti olmasa dahi, 45 yaşına geldiğinizde kolonoskopi gibi bir tarama yöntemiyle bu riski göz önünde bulundurmak önemlidir.

Kolon kanseri tedavi edilebilir bir kanser türüdür. Ancak, erken teşhis ve korunma bu süreçte büyük önem taşır. Bu nedenle, kolon kanseri tarama programları, kadınlardaki meme kanseri taraması gibi dünya genelinde kabul görmüş bir alan haline gelmiştir. Bu konuda farkındalık oluşturmak ve erken teşhis için gerekli adımları atmak hayati önem taşır.

Gastroenteroloji uzmanları, kolonoskopi gibi tarama yöntemlerini etkin bir şekilde uygulayarak bu mücadeleye destek verirler.

Endoskopik Yöntemlerin Uygulanmasında Gerçek Yetki Alanı Kimlerindir?

Gastroenteroloji uzmanlarıdır. Türkiye'de gastroenterolog oranı azdır. Bir ilde, bir cerrahın veya bir dahiliye uzmanının sertifika almak için eğitim alabildiği bir durum söz konusu. Ancak burada tecrübe önemli bir noktadır. 

Gastroenterolog olabilmek için 3-4 yıl harcanmaktadır. Aynı şekilde bir cerrah veya bir dahiliye uzmanı olabilmek için de aynı süreyi harcanır. Ancak bir cerrah veya bir dahiliye uzmanı, kısa kurslarla endoskopi yapmayı öğrenebiliyor ve bu konuda yetkin hale gelebiliyor.

Gastroenteroloji uzmanları bu işin sanatını yapmaktadır. Endoskopik yöntemlerin için size en yakın gastroenteroloji uzmanına başvurmanız önerilmektedir.

Çerez Tercihlerinizi Seçin

Sitemizde size en iyi hizmeti sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Detaylar için Çerezlere İlişkin Adınlatma Metni'ni inceleyebilir veya çerezleri özelleştirebilirsiniz.