Kalp Krizi Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kalp Krizi Nedir?

Tibbi ismiyle ‘miyokardiyal infarkt’ olarak adlandırılan kalp krizi, kalbe oksijen ve besin sağlayan koroner damarların tıkanması veya daralması sonucu kan akışının kesilmesiyle kalp dokusunun hasar almasıdır. Hızlı bir şekilde ve zamanında yapılan doğru bir müdahale ile kalp ve damar dokularının zarar görmesi en aza indirilebilir. Ülkemizde her yıl neredeyse 200 bine yakın kişi kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmektedir.

Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?

Genellikle kalp krizinin ilk belirtisi olarak göğüs kafesinin ortasında şiddetli bir ağrı hissedilir. Birkaç dakika süren bu ağrı; baskı, sıkışma ve ağırlık çökmesi şeklinde hissedilebilir. Bazı kişiler bu durumu mide yanması veya mide ağrısı ile de karıştırabilir.

Ayrıca gövde üstü kısımlarda; sırt, omuz, kollar, çene veya boyunda ağrı hissi oluşabilir. Yaşanan bu ağrılar öncesinde veya sonrasında bir nefes darlığı problemi de açığa çıkabilir. Bu kalp krizi ön belirtileri dışında oluşabilecek diğer belirtiler ise;

• Mide bulanması ve istifra etme,
• Ani gelişen baş dönmesi,
• Soğuk soğuk terleme,
• Çarpıntı,
• Sebepsizce yorgunluk ve bitkinlik hali,
• Bayılma,
• Solunum güçlüğü,
• Öksürük ve bu sayılan şikayetlerin uzun sürmesi olarak sayılabilir.

Kalp krizi genelde bilinenin tersine her zaman göğüs ağrısı ve sıkışması ile başlamaz. Bazı kişiler, özellikle şeker hastaları net bir belirti yaşamadan da kalp krizi geçirebilirler. Bu yüzden hayati risk taşıyan kalp krizi anındaki tüm belirtileri bilmek oldukça önemlidir.

Kalp Krizi Nedenleri Nelerdir?

Kalp krizi geçirme nedenlerini iki başlıkta toplamak mümkündür.

Bunlardan ilki değiştirilemeyen nedenler; kişinin genetik geçmişinde kalp krizi öyküsü olanlar, yaş (kadınlarda 55, erkeklerde 45) ve erkek olmak olarak sayılabilir.

Diğeri ise değiştirilebilen nedenlerdir. Çünkü bu durumlarda bireylerin riski azaltma durumu kendi ellerindedir. Aşağıda saydığımız riskli durumlar için tedbirli davranmak kalp krizinden korunmaya yardımcı olur.

• Sigara içmek, kalp krizi riskini 3 kat fazlaya çıkarabilir.
• Yüksek tansiyonla birlikte kan damarlarında basınç artabilir.
• Diyabet hastalarının damar duvarlarındaki esneklik bozuktur ve kanda pıhtılaşma artabilir.
• Obezite, damar sertleşmesine ve kan damar işlevi bozukluklarına yol açabilir.
• Ldl (kanda kötü kolestrol) oranı arttıkça kalp krizi riski de artabilir.

Kalp Krizi Tanısı Nasıl Konur?

Kalp krizi tanısı doktor tarafından; hastanın şikayetleri ve EKG (elektrokardiyografi) sonuçlarının değerlendirmesi ile konur. Bu bulgular ve belirtiler kalp kriziyle uyuşuyorsa tanı konması ardından acilen tedaviye başlanılmalıdır.

Ancak bazı zamanlar EKG görüntülemelerinden net bir sonuç alınamayabilir. Bu gibi durumlarda kan testi istenebilir. İlgili kan testi ile kalp kası zarar gördüğü zaman açığa çıkan enzimler bulunur. Bu enzimlerin de geç çıkma ihtimali olabilir. Bu yüzden hekim ekokardiyografi veya anjiyografi incelemeleri isteyebilir.

Kalp Krizi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kalp krizi anında sağlık kuruluşuna acil gidilmelidir. Beklemek durumunda kalırsanız bazı önlemler alınabilir:

• Herhangi bir kalp krizi belirtisi varsa hemen 112 aranmalıdır.
• Varsa kravat veya gömlek düğmesi gibi yakası dar kıyafetler gevşetilmelidir.
• Etrafta ilk yardım bilen kişiler varsa yardım istenmelidir.

Sağlık kuruluşunda tanı konmadan önce hastaya acil yapılan müdahaleler ise şöyledir:

• Kan sulandırıcı ilaçlarla kan pıhtılaşması önlenir.
• Nitrogliserin verilerek kalbe giden kan akışı düzenlenir.
• Oksijen tedavisi yapılır.

Kalp krizinde zaman oldukça önemlidir. Hızlı bir şekilde tanı koyulduktan sonra doktor uygun gördüğü şu tedavileri uygulayabilir;

• Damar tıkanıklıklarını kontrol için anjiyo yapılabilir.
• Damar tıkanıklığı var ise cerrahi işlemle stent takılabilir.
• Damarda hasar varsa, bypass cerrahisi ile vücudun başka yerindeki damar alınarak kalpteki hasar gören damarın onarılması için kullanılır.

Kalp Krizi Sonrası Bakım Önemli!

Kalp krizi tedavisinden sonra bakım oldukça önemlidir. Kişi hastaneden ayrılmadan önce detaylı bir analiz ile risk unsurları değerlendirmesi yapılır. Bu yüzden hastanın ikinci bir kriz riskine karşı daha tedbirli yaşaması gerekir. Ayrıca doktoru ile her zaman yakın temasta bulunması ve kontrollerini aksatmadan tedavisini sürdürmesi lazımdır. Hastanın alacağı önlemler;

• Sigara kullanıyorsa derhal bırakması,
• Diyet ile ideal kiloda olması,
• Dikkatli bir şekilde egzersizlerini yapması,
• Verilen ilaç tedavilerini aksatmaması,
• Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı var ise tedavilerini aksatmaması yüksek öneme sahiptir.