Körlük, görme işlevinin tamamının veya büyük bir kısmının yitirildiği durumdur. Dünya genelinde ortalama 39 milyon, ülkemizde ise 30 binden fazla kişinin görme engelli olduğu tahmin edilmektedir. Körlük doğuştan olabildiği birçok farklı hastalıktan dolayı da gelişebilir. Ancak araştırmalara göre körlükle sonuçlanan hastalıkların ortalama %80'ini erken teşhis ile tedavi edilebilir. Vücudun önemli duyularından biri olan görme duyusunu kaybederek yaşamak, engelli bireyler açısından birçok zorluğu da beraberinde getiren bir durumdur. Bu yüzden yılda en az bir kere yapılan rutin göz muayenesi ile körlüğün engellemesi için bir adım öne geçilebilir.
Görme yetisinin tam anlamıyla veya büyük bir kısmının kaybedilmesine körlük denir. Görme fonksiyonu için ışığın göze yansıması, optik sinir (görme siniri) ve beynin hep birlikte uyum içinde çalışması gerekir. Bu çalışma sürecindeki organların herhangi birinde gelişen hasar körlük oluşmasına yol açabilir. Körlük yaralanmadan dolayı veya doğuştan olabilir. Yasalara göre kişide gelişen %40 ve daha üzerindeki görme kaybına sahip kişiler görme engelli sayılır. Bu kişiler kanun önünde kendileri için belirlenen haklardan yararlanır.
Körlük doğuştan veya geçirilen herhangi bir hastalık nedeniyle meydana gelebilir. Beyinde ve gözlerde oluşan birçok farklı hastalık körlüğe sebep olabilir. En yaygın görülen körlük nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Katarakt: Normal şartlarda gözün saydam olması gereken merceğinin saydamlığının kaybedilmesi ile sertleşmesidir. Bu nedenle görme kaybına sebep olabilir. Yaşlılık, travmalar ve bazı göz hastalıkları da katarakta yol açabilir.
Glokom: Göz içi basıncın yükselmesi sonucu göz sinirlerinin tahribata uğraması ile glokom oluşabilir. Bu hastalık zamanla görme açısında daralmaya ve körlüğe sebep olabilir.
Sarı Nokta Hastalığı: Gözdeki maküla isimli sarı nokta bölgesi görme sinirlerinin en yoğun olduğu yerdir. Yaşlılıkla beraber bu sinirlerin dizilim düzeni bozularak sinirlerde yıpranma gelişebilir. Bu nedenle kişi baktığı yerde lekeli bir cam arkasından bakıyormuş gibi cisimleri bozuk şeklillerde görür. Zaman içinde ise körlüğe yol açabiliyor.
Körlüğe neden olabilen diğer hastalıklar ise; göz tansiyonu, tavuk karası hastalığı (retinitis pigmentoza),retina damar tıkanıklıkları, doğuştan gelen retina distrofileri (rod-kon distrofileri), beyin kanamaları, beyin tümörleri, beyin ameliyatları, cüzzam, diyabet, göze gelen travmalar olarak sayılabilir. Ayrıca körlük nedenleri ülkelere ve ülkelerin sosyo- ekonomik özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Örneğin; Afrika kıtasında sağlık hizmetlerine ulaşımda sorunlar yaşanmaktadır. Beslenme ve hijyen koşullarındaki olumsuzluk nedeniyle katarakt en yaygın görme engeli nedenidir. Avrupa ve Amerika’da ise sağlık hizmetlerine ulaşım kolaydır. Fakat ölüm yaşı yüksek olduğu için en fazla körlük etkeni sarı nokta hastalığıdır.
Risk unsuru oluşturan etkenler şu şekilde sıralanabilir:
Araştırmalara göre dünya üzerinde en az 10 milyon kişinin, önlenme olasılığı bulunan hastalıklardan dolayı kör kalmaktadır. Bu minvaldeki hastalıkların bazılarının optik sinire baskı yapması veya görme alanını daraltmasının fark edilmesi zordur. Sadece muayene ile anlaşılabilir. Bu yüzden erken teşhis ile körlük riskinin önlenmesi için düzenli göz muayenesi yaptırmak oldukça önemlidir. Bu gibi durumlarda tedavi edilebilen vakaların erken teşhis ile görme azalması durdurulabilir. Örneğin; katarakt hastalığı olan kişilerde görme yetisi azalmadan ameliyat yapılırsa veya göz tansiyonu olan hastalar damlalarını düzenli olarak kullanırsa hastalığın körlüğe yol açması önlenebilir.