Ozon tedavisi, atmosferde doğal olarak bulunan ozon gazının tıbbi olarak vücuda uygulanmasıdır. Major ozon tedavisi, kanın ozon ile karıştırılarak vücuda geri verilmesiyle yapılır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Ozon gazı, atmosferde doğal olarak bulanabilen, üç oksijen atomundan (O3) oluşan renksiz bir gazdır. Tıpta kullanılan ozon gazı, ozon jeneratörü cihazı tarafından elektrik yardımı ile oksijen gazından elde edilir. Elde edilen ozon gazı vücuda değişik yöntemler ile uygulanır. Vücuda uygulandığında özellikle bağışıklık sistemini uyararak birçok hastalık ve rahatsızlık tedavisinde tamamlayıcı tıp tedavi yöntemi olarak uzun yıllardan beridir kullanılmaktadır. Vücuda uygulanma yerine ve dozuna göre etkileri farklı olarak gözlenebilir. Buna göre iki farklı ana ozon uygulama yöntemi mevcuttur.
Bunlardan birincisi Major Ozon Tedavisi olarak adlandırılır ki bu şekilde uygulama yöntemi ile direk kana verime şeklinde kullanılmaktadır. Ancak komplikasyonları olduğundan damara zerk yöntemi artık kullanılmamaktadır. Onun yerine vücuttan belli bir miktar kan alınarak vücut dışında ozonla karıştırılıp vücuda verilmesi şeklinde uygulanır. Kan ile karışan ozon gazı uygun yöntemler ile vücuda geri verildiğinde tüm vücut organlarında etkisini göstermektedir. Örneğin henüz kan ile uygulanması esnasında kan hücreleri üzerinde direkt etki ile anti-oksidan tesirini göstererek gerek oksijen taşıyan eritrosit olarak adlandırılan ve gerekse vücut immün sisteminde bağışıklık üzerinde etki gösteren lökositleri uyararak etkisini göstermektedir. Vücuda giren kan doku düzeyinde oksijen radikallerini uyararak, antioksidan etki göstererek yara iyileşmesini hızlandırıcı ve yaşlanmayı geciktirici etki oluşturmaktadır. Bu dışarıdan gelen uyaran ile vücudumuz ve ilgili organlar tembellikten kurtularak metabolizmamızı hızlandırır. Detoks denilen bir yöntem ile vücudumuzu toksinlerden arındırır. Bu ve benzer etkileri saymakla bitiremeyeceğimiz ozon tedavi yöntemi ile tekrarlayan uygulamalar ile etkinliğini daha çok artırmakta ve süregen hale getirmektedir. Damardan verilemediği veya uygun olmayan hasta grubunda ise rektal yoldan verilen ozon gazı ile etkileri gözlenmektedir.
Diğer bir ozon uygulama yöntemi ise minör uygulama yöntemidir. Bu şekilde alınan küçük miktarlarda kan vücut dışında ozon gazı ile karşılaştırılarak vücuda kas içi uygulama yöntemi ile zerk edilir. Bu yöntem ile verilen ozon doku içinde dolaşmayan immün sistemi hücreleri dediğimiz lenfositleri uyararak özellikle kronik romatizmal ağrılı hastalıklarda etkisini göstermektedir.
Bu iki ana uygulama yöntemi dışında ozon gazının lokal olarak direkt yüzeyel uygulanması ile cilt üzerinde lokal oluşan kronik yaralar, skarlar ve diğer yüzeyel damarsal patolojilerin tedavisinde de yardımcı olabilmektedir.
Bir diğer yöntem ise ozon ile zeytinyağının uygun koşullarda birleştirilmesi ile elde edilen ozon yağlarının cilt üzerine uygulanması şeklinde etkisi gösterdiği bir yöntemdir.
Tüm bu uygulama yöntemleri ile vücuda uygulanan ozon gazı ile şifa bulmak mümkün olup bölgesel zayıflama, mezoterapi, ozonlu PRP yöntemi gibi uygulamalar ile estetik yönünden de başarı sağlanmaktadır.
Uzman uygulayıcı hekimlerin elinde bir mucizeye dönüşebilen ozon tedavisi ile gençlik ve kronik hastalıkların tedavisi ve şifası mümkün olabilmektedir.