Özellikle bahar aylarında veya bazı kişilerde yılın her ayında meydana gelen alerjik rinit, oldukça rahatsız edici bir alerji türüdür. Boğazda oluşan gıcık, hapşırma atakları ve gözlerde kızarıklık gibi belirtileri, kişilerin yaşam kalitesini yüksek oranda düşürür. En yaygın 18-25 yaş arası hastalarda görülen rahatsızlığın %50'si genetik aktarımdan dolayı gelişir. Peki, saman nezlesinin olumsuz etkilerinden nasıl korunulur? Detaylar yazımızda.
Alerjik rinit diğer adı ile saman nezlesi, dışardan solunan alerjenlerden dolayı burunda akıntı, tıkanıklık, gözlerde sulanma ve kaşıntı ile kendini gösteren alerjik bir rahatsızlıktır. Belirtiler genellikle soğuk algınlığı ile benzer özellikleri taşısa da saman nezlesi, herhangi bir virüsten dolayı kaynaklanmaz. Bu alerjik tepki genellikle; polen, toz, kedi ve köpek tüyü gibi etkenlerden dolayı oluşur. Bu alerji nezlesi, bahar mevsiminde veya tüm yıla yayılacak şekilde kendini gösterebilir.
Havada uçuşan ve gözle görülmeyen alerjenler, solunum yolu ile vücuda girer. Eğer kişi alerjik bir bünyeye sahipse, bu etkenlerden dolayı vücut reaksiyon geliştirerek histamin denilen bir madde salgılar. Histamin maddesi genellikle solunum yolu, göz, burun zarı gibi yerlerde birikerek iltihaplanmaya yol açabilir. Saman nezlesini tetikleyebilecek risk faktörleri ise şu şekilde sıralanabilir:
Hayat Kalitesinin Düşmesi: Rahatsız edici semptomları ile alerjik rinit bireyin iş veya okul hayatını sekteye uğratarak üretkenliğini azaltabilir.
Uyku Kalitesinin Azalması: Uykuya dalmada zorlanma ve sık sık uyanma nedeni ile kişi gün içinde bitkin ve yorgun hissedebilir.
Sinüzit: Uzun bir süre sinüsün tıkanık olması, sinüs zarını enfekte ederek sinüzite yol açabilir.
Astım Belirtilerinin Ortaya Çıkması: Öksürük, nefes alırken zorlanma ve ses duyulması gibi astım belirtileri görülebilir.
Kulak Enfeksiyonları: Kişide orta kulak enfeksiyonlarına neden olabilir.
Saman nezlesi belirtileri grip ve nezle semptomları ile fazlasıyla benzerlik gösterir. Fakat bu alerjik rahatsızlık onların aksine bir virüsten dolayı oluşmaz. En sık görülen alerjik rinit belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:
Hekim saman nezlesi şikayetleri ile giden kişinin öncelikle tıbbi öyküsünü dinler ve fiziki muayenesini yapar. Daha sonra alerji teşhisini netleştirmek için deri ve kan testleri isteyebilir.
Deri Testi: Çeşitli alerjen maddelerden, az miktarlarda olmak üzere damlalık yardımı ile cildinizin üzerine sürülür. Sonrasında bir süre beklenerek alerjik reaksiyon açısından gözlemlenir. Kişide alerji varsa alerjenin olduğu alanda deride kabarıklık meydana gelir.
Kan Testi: Laboratuvara kan örneği verilerek belirli alerjenlere karşı kişinin bağışıklık sisteminin ne tepki verdiğine bakılır. Aynı zamanda alerjiye sebep olan antikorların miktarı ölçülür.
Şuan için kesin bir saman nezlesi tedavisi bulunmamakla birlikte, uygulanan tedavi yöntemleri hastalığın semptomlarını azaltmaya yöneliktir. Tedavinin yanı sıra bireylerin yapacakları yaşam tarzı değişikleri ile yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir. Buradan hareketle saman nezlesi için şu yöntem ve tedaviler uygulanabilir:
İlaç Tedavisi: Doktor, burun içine sıkılan antihistaminik veya kortikosteroid spreyler ve oral yolla alınan antihistaminik tabletler reçete edebilir. Gözde oluşabilecek rahatsızlıklar için yine antihistaminik damlalar verilebilir.
İmmünoterapi (Alerji İğneleri): İlaç tedavisinin semptomları azaltmadığı kişilere, hekim alerji aşılarını tavsiye edebilir. Bu tedavide 3-5 yıl içinde yapılan ve az miktarda alerjen içeren düzenli enjeksiyonlar ile vücut alerjene alışır. Böylece semptomlar oldukça hafif seyreder.
Dil Altı Alerji Tabletleri: Aşı tedavisine alternatif olarak ağızda çözünen dil altı şeklindeki anti alerjen haplar günlük olarak alınabilir.
Alerjik riniti olan bireylerin uzman hekim tarafından etraflıca değerlendirilerek tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerekir. Tedavi edilmeyen saman nezlesi burun tıkanıklığı, horlama ve buna bağlı olarak çocuklarda konsantrasyon eksikliği ve yetişkinlerde depresyona varan sonuçlara neden olabilir. Bu yüzden hastanın, doktorun verdiği tedavi planına düzenli bir şekilde uyması oldukça önemlidir.