'Albert Einstein: Bana çözmem için bir soru verilse ve 1 saatlik bir süre tanınsa; 45 dakikasını soruyu irdeleyip anlamaya, 10 dakikasını çözüm yolları aramaya ve kalan 5 dakikasını da çözmeye ayırırım' der. Bireyler kilo vermeye çalışırken genellikle onları kilo vermeye götürecek doğru yolu aramak yerine, yaptıkları çözüm yolunu doğru kabul edip veremedikleri kiloları hesaplayarak zaman kaybederler. Bu yüzden de problemlerini bir türlü çözemediklerinden yakınırlar. Oysaki onları çözüm yoluna götürecek olan, kilo verememekteki veya kilo almaktaki ana nedenleri detaylı olarak saptamak olacaktır. Peki, bu nedenler neler olabilir?
Bir işi yapmayı istemek ve karar vermek o işi başarmanın yarısıdır. Bu yüzden kilo vermek içinde kişinin kendisinin istekli olması en önemli etkendir. Başkalarının istemesi veya kendini bu konuda zorunlu hissetmesi gibi kararlarla bu işe başlamak yarı yolda kalmak anlamına gelir. Bundan dolayı önce bireyin bunu gerçekten istemesi, nasıl yapacağını belirlemesi ve kilo vermekle nasıl bir motivasyon hissedeceğini değerlendirip harekete geçmesi yani hazır olması gerekir.
Besin öğeleri açısından yetersiz, kalori hesabı yanlış veya moda diyet adı altında herkesin yapmaya çalıştığı tek tip beslenmeye dayalı şok diyetler uygulamak, ani kilo verip ardından hemen daha fazlasını geri alımaya yol açabilir. Sağlıklı bir kilo verme programı için ise kişinin biyo-kimyasal verileri, yaşam stili, kan tahlilleri, tiroid metabolizması, genetik yapısı gibi birçok veri analiz edilmelidir. Yani diyet kişiye özel olmalıdır. Kişi için doğru diyeti saptamak ise ancak bir uzmana danışılarak yapılabilir. Aksi takdirde tartıda rakamsal olarak kilo verilse dahi yağ yakımı olmadığı için verimli bir sonuç elde edilemez.
Günümüzün yoğun yaşam koşulları gün sonunda pasifleşmeyi ve teknolojik aletlerin başında zaman geçirmeyi alışkanlık haline getirdi. Bu yüzden hareketsizlik genele yayılan bir yaşam biçimi halini aldı. Kişilerde, kilo vermeyi çoğu kez sadece diyette aradığı için randımanlı bir sonuç elde edemedi. Oysa, diyetin yanı sıra yapılan düzenli egzersizler, metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye yardımcı olur. Bu anlamda haftada en fazla 30 dakikalık bir tempolu yürüyüş yapmak veya bisiklete binmek gibi aktiviteleri düzenli yapmanın kilo vermeye oldukça faydası olacaktır.
Gün içinde öğün atlamak veya öğün sayısını düşürmek çoğu kişide 'aç kalırsam kilo veririm' düşüncesini uyandırır. Aslında bu yanlış bir düşüncedir. Sanılanın aksine, iki öğün arasındaki zaman uzatıldığı vakit, vücut aşırı açlık sinyalleri vererek depolama kabiliyetini genişletir. Ayrıca diğer öğünde fazla açlık hissedilmesinden dolayı yenen miktar aratabilir, irade kontrolü azalır, kan şekeri düşebileceği için tatlıya meyil oluşabilir. Bu da beraberinde kilo almaya yol açabilir.
Sağlıklı bir tartım ölçümlemesi haftada bir kez aynı tartıda açken yapılır. Bazı fizyolojik durumlar; adet dönemi öncesi, kabızlık olması, kullanılan bazı ilaçlar ve benzerleri, vücutta su tutulumu sağlayarak kilo alınmış gibi gösterebilir. Bu gibi durumlar dönemsel ve geçicidir. Bu yüzden bu tip endişelere kapılmamak adına düzenli ve doğru zamanlarda tartılmak, boş yere kuruntuya kapılmayı önleyerek motive bir diyet yapmayı sağlar.
Diyetinde sağlıklı besinleri tercih edip sıkça gazlı içecekler, meyve suları veya kremalı kahveler tüketen kişiler kilo vermede ne yazık ki yine sorun yaşarlar. Çünkü, bu içecekler bolca şeker içerir ve gereksiz kalori alımına neden olur.
Bazı kişilerin kilo verememe sorununun ardında sadece yanlış beslenme veya egzersiz yapmama gibi iradesi dahilindeki etkenler bulunmaz. Bu kişilerin kilo vermesini engelleyen birtakım sağlık sorunları olabilir. D vitamini eksikliği, hormonal düzensizlik, menepoz dönemi, kortizon gibi ilaçlar bu problemler arasında sayılabilir. Hayat boyu kilo vermede zorluk yaşamamak adına bu sorunlar uzaman hekimler eşliğinde, kan tahlilleri ve gerekli olabilecek diğer testler yapılarak tedavi edilmelidir.
Dilerseniz konu ile ilgili videomuzu izleyebilirsiniz.